Bireysel Terapi
Bireysel terapi bireyin hayatında yaşamış ya da yaşamakta olduğu duygusal, mental ve davranışsal problemlerin üstesinden gelebilmek, kendine yönelik farkındalığını arttırmak için alanında uzman kişiler tarafından kişiye özel sunulan bir ruh sağlığı hizmetidir.
Bireysel Terapiye İhtiyaç Duyduğunuzu Nasıl Anlarsınız?
-
Yaşam kalitenizde belirgin bir azalma gözlemliyorsanız; önceden yaptığınız eylemleri artık yapmak zor geliyorsa, hayattan zevk alamadığınızı düşünmeye başladıysanız destek almayı düşünebilirsiniz.
-
Zorlayıcı yaşam olayları geçirdiyseniz ya da geçiriyorsanız bu durumlarla sağlıklı bir şekilde başa çıkabilmek için bireysel bir destek almayı düşünebilirsiniz.
-
Kendi kendinize sunduğunuz destek yeterli gelmiyorsa ve çevrenizden de etkili bir destek alamadığınızı düşünüyorsanız profesyonel bir destek almayı düşünebilirsiniz.
-
Yaşamış olduğunuz problem durumlarından ötürü vücudunuzda somatik belirtiler (sebepsiz ağrılar, mide bulantısı, kalp çarpıntısı, elde ayakta terleme vs.) hissediyorsanız bireysel terapi desteği almayı düşünebilirsiniz.
-
İkili (romantik, aile ya da arkadaşlık) ilişkilerinizde problemler yaşıyorsanız profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz.
Bu problemlerden bir ya da birkaçını yaşıyorsanız ya da çözüme kavuşturamadığınız farklı problemleriniz varsa iletişime geçebilirsiniz.
Bireysel Terapinin Hedefleri Neler Olabilir?
Bireysel terapide bireylerin ihtiyaçlarına göre farklı hedefler belirlenir ve süreç içinde danışanın ve uzmanın karşılıklı çabası ile bu hedeflere ulaşılmaya çalışılır. Şu şekilde hedefler belirlenebilir:
-
Duygusal Zorlanmalarla Başa Çıkma: Hayatın olağan akışında olumlu duygular kadar olumsuz duygular ve zorlayıcı yaşantılar da vardır. Bireyler genelde olumsuz duygularla başa çıkmakta zorluk yaşar. Terapinin hedeflerinden biri de danışanlara olumlu ya da olumsuz tüm duyguların kabulü noktasında destek olmak ve zorlandıkları yaşantılarda süreci tekrar sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmeyi sağlamaktır.
-
Kişisel Farkındalığın Arttırılması: Psikolojik danışma sürecindeki önemli amaçlarımızdan biri de danışanın kendine yönelik farkındalığını arttırmaktır. Süreç içerisinde birey, uzmanın desteğiyle birlikte kendi güçlü ve zayıf yönlerini fark eder, geliştirilmesi gereken yönleri ile ilgili farkındalık kazanır. Kendi duygu, düşünce ve davranış kalıplarını keşfeder ve yanlış düşünce kalıplarını değiştirmeye başlar.
-
Problem Çözme Becerisi Kazanma: Birey, terapide problemlerine sorun odaklı değil çözüm odaklı bakmayı öğrenir. Problem durumları ile karşılaştığında sağlıklı ve etkili problem çözme basamaklarını uygulamaya başlar.
-
Sağlıklı Kişilerarası İlişkiler Geliştirmek: Psikolojik destek sürecinin hedeflerinden biri de bireylerin çevreleri ile olan ilişkilerini sağlıklı ve açık iletişim boyutuna taşıyabilmektir. Danışanlar, terapi sürecinde sağlıklı ilişkiler geliştirebilmek için sorumluluk alırlar. Ve açık iletişim kurmayı öğrenirler.
-
Yaşam Kalitesinin Arttırılması: Psikolojik destek sürecinin temel hedeflerinden biri bireylerin yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Bireyler, duygularını düzenlemeyi, olumsuz otomatik düşüncelerini azaltmayı, sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrendiklerinde sonuç olarak yaşam kalitelerinde bir artış görülecektir.
Bireysel Terapi Süreci Nasıl İlerler?
Bireysel terapi süreci probleminiz ile ilgili alanlarda çalışmalar yapmış, mesleki anlamda beklentilerinizi karşılayan bir uzmanı bulduktan sonra onunla gerçekleştireceğiniz ilk görüşme ile başlar. Bu görüşmede uzman, psikolojik danışma süreci ile ilgili sizi bilgilendirir. Süreç içerisinde karşılıklı hak ve sorumluluklarınızın neler olduğunu anlatır. Sizi tanımaya ve problem durumunuzu anlamaya çalışır. İlk görüşmenin sonucunda karşılıklı olarak çalışılmaya karar verilirse ardından belirlenen gün ve saatte diğer oturumlar gerçekleştirilir. Sonraki seanslarda öncelikli olarak amaç belirlenir ve sonrasında problem durumu detaylandırılır ve problemin ardında yatan duygu, düşünce ve davranışlar incelenir. Sonrasında da sağlıklı ve etkili çözüm yolları bulunur ve çözüm yolları üzerinde çalışılmaya başlanır. Danışanın problem olarak gördüğü durumun etkisini azaldığında ya da tamamen sonlandığında; danışan etkili çözüm yollarını kendi hayatında destek almadan uygulayabildiğinde psikolojik danışma seansları bitirilebilir. Süreç sonlandıktan sonra ayda bir, üç ayda bir ve altı ayda bir olacak şekilde kontrol seansları gerçekleştirilebilir.
Bireysel Psikolojik Danışma Seanslarımda Hangi Terapi Ekollerini Kullanıyorum?
Ben bireysel terapi seanslarımda; Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi ekollerini ; çocuklarla gerçekleştirdiğim seanslarda da Çocuk Merkezli Oyun Terapisi ekolünü sıklıkla kullanıyorum fakat sadece bunlarla sınırlı kalmayıp bütüncül bir yaklaşımı benimsemekteyim. Danışanın seans içerisinde getirdiği problem durumuna göre farklı ekol ve tekniklerden yararlanmaktayım.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi, psikolojik danışma sürecinde son yıllarda yoğun olarak kullanılan; bireylerin, duygu – düşünce ve davranış arasındaki etkileşimi çok net bir şekilde anlamalarına yardımcı olan bir terapi ekolüdür. BDT’de danışanlar ana ve ara inançlarını, otomatik düşüncelerini fark ederler. Sağlıksız inançlarının yerine yararlı ve gerçekçi düşünceleri getirirler. Bilişsel Davranışçı terapide bunu sağlayabilmek için kullandığımız birçok teknik vardır. Formülasyon ve uygulama açısından oldukça başarılı bir ekoldür.
BDT Hangi Problem Durumlarında Kullanılır?
Bilişsel Davranışçı Terapi; depresyon, bağımlılıklar, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, fobiler ve anksiyete bozuklukları başta olmak üzere birçok problem durumunun tedavisinde kullanılır.
Şema Terapi
Bu terapi ekolü BDT’nin bir uzantısı gibi düşünülebilir. Şema terapi bireylerin geçmiş yaşantılarının zihinlerinde belirli şemalar oluşturduğunu ve bu şemaların bireylerin günümüzdeki davranış biçimlerini etkilediğini savunur. Hepimizde birçok farklı şema ve mod bulunur.
Şema ve mod kavramını genel hatlarıyla açıklamamız gerekirse şunları söyleyebiliriz: Şema: yaşamın erken dönemlerinde oluştuğu kabul edilen temel inançlarımızla birlikte oluşan zihinsel yapılarımızdır. Şemalar için zihinsel kısayollar demek mümkündür. Bu kısayollar bazen durumları hatalı ve olumsuz algılamamıza neden olabilirler. Uyum bozucu yerine uyum sağlayıcı şemaları aktive ettiğimizde ise kendimizi ve dünyayı daha sağlıklı algılayabiliriz.
Modlar ise bireylerin şemalarının etkisiyle yaşadığı olaya ya da duruma verdiği duygusal tepkiler ve başa çıkma biçimleridir. Modlar şemalar gibi sabit değildir, değişkendir. Şema terapide amaçlarımızdan biri de bireyin sağlıklı yetişkin modunu aktif edebilmektir. Şema terapide amaç, danışanın işlevsel olmayan şemalarını fark etmesi ve bu şemaları işlevsel ve sağlıklı olan hale getirebilmesidir. Bir diğer amaç ise danışanın kendine yönelik olumsuz şemalarının etkisiz hale getirilmesi ve sağlıklı bir benlik bilinci geliştirebilmesidir.
Uygulama Alanları: Şema terapi, bilişsel davranışçı terapinin uzantısı olarak değerlendirildiğinden ötürü benzer uygulama alanlarına sahiptirler. Şema terapinin etkili olduğu önemli bir alan da kişilik bozukluklarıdır. Özellikle narsistik ve borderline kişilik bozukluğunun tedavisinde önemli bir etkiye sahiptir.
Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi:
Bu terapi ekolünde geçmişten ziyade geleceğe yapılan bir vurgu vardır. Bireyin güçlü yanlarına odaklanılarak değişim gerçekleştirilmeye çalışılır. Sorunlar elbette seansta ele alınır fakat daha çok çözüm konuşulur ve istisnalara (problemin kısa süre ile de olsa çözülebildiği ya da yaşanmadığı anlara) odaklanılır. Danışan psikolojik olarak güçlendirilmeye çalışılır.
Bu terapi ekolü özellikle eğitim ve iş hayatında yaşanan problemlerde, kariyer danışmanlığında, çocuk ve ergenlerle gerçekleştirilen seanslarda, stres yönetimi ile ilgili problemlerde etkilidir.
Çocuk Merkezli Oyun Terapisi
Oyun terapisi çocukların duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümü için ‘‘oyunu’’ kullanan bir terapi yaklaşımıdır. Oyun çocuğun dilidir, kendini ifade etme şeklidir. Çocuk Merkezli Oyun Terapisi ekolü de çocuğu odak noktası haline getirir ve yönlendirmesiz bir şekilde, uygun terapötik ortamda çocuğun iyilik halinin artmasını hedefler.
Terapist, çocuğu izler ve sadece gerekli olan anlarda sağlıklı sınırlar koyar ve yönlendirmeleri yapar. Çocuğa alternatifler sunar. Böylece çocuk özgür ve sağlıklı bir alanda kendi ifade etme olanağı bulur.
Bu terapi ekolünde sadece çocuk ile değil aileler ile de çalışılır. Ebeveyn bilgilendirmesi ve gereken noktalarda ebeveyn eğitimi ile süreç desteklenir.
Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin kullanım alanı oldukça geniştir. Çocuklarda görülen kaygı problemleri, stres problemleri, travmatik deneyimlerden sonra yaşanan problemler, kardeş kıskançlığı, öz güven problemleri, davranış problemleri gibi çeşitli alanlarda oldukça fayda sağladığı kanıtlanmıştır.
Bireysel Terapi Süreci İle İlgili Sık Sorulan Sorular
1.Bireysel terapi desteği almak istiyorum ama ilaç kullanmak istemiyorum. Terapi sürecinde kesin ilaç kullanmam gerekir mi?
Bireysel terapi sürecine başlamanız ilaç kullanacağınız anlamına gelmez. Terapi sürecinde amacımız yaşadığınız problem durumlarına sağlıklı ve etkili çözümler bularak duygusal ve bilişsel problemlerinizi azaltabilmektir. Bu süreç içerisinde birlikte çalıştığınız uzman çeşitli sebeplerden ötürü (bedensel belirtilerinizin olması, şiddetli duygusal tepkilerinizin olması, tek başına terapi sürecinin yeterli gelmeyeceğini düşünmesi) psikiyatriye yönlendirme yapabilir. Doktorunuz uygun görürse ilaç kullanımı başlayabilir. İlaç kullanmak ile ilgili kaygılarınız da seans içerisinde konuşularak çözümlenebilir.
2.Terapi sürecinde online ve yüz yüze seans türleri arasında geçiş yapılabilir mi?
Terapi sürecinde imkanlarınız ve müsaitliğiniz doğrultusunda seanslar arasında geçiş yapmamız mümkündür. Bunun için öncesinde uzmana bilgi vermeniz yeterli olacaktır.
3.Konuştuklarımız gizli kalacak mı?
Terapistlerin en temel sorumluluklarından biri de danışanlarının kimliğini ve anlattıklarını gizli tutmaktır. Terapistin danışanın gizliliğini (belirli sınırlar dahilinde) ihlal edebileceği durumlar vardır. Çalıştığınız uzman gerçekleştirdiğiniz ilk seansta gizlilik ile ilgili size detaylı bilgi vermelidir.
4.Kaç seans gerçekleştirirsek problemim çözülür?
Her danışanın problemi, başa çıkabilme becerisi kendine özeldir. Bu yüzden problemin çözümüne dair net bir seans sayısı verilmesi mümkün değildir. Danışanın isteği, motivasyonu, terapisti ile arasındaki terapötik ilişkinin gücü seansların verimliliğini etkilemektedir. Net bir seans sayısı vermemek ile birlikte kalıcı bir çözüm için ortalama 10 seans görüşülmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
5.Hangi seans türü daha verimli? Online mı yüz yüze mi?
Seansların verimliliğini etkileyen birçok etmen vardır. Hangi seans türünün daha verimli olacağı da her bireye göre farklılık gösterebilir. İki terapi türünün de kendi içerisinde avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır.
Yüz yüze iletişim jest ve mimikleri daha net görebilmek, anda olabilmenin daha kolay olması gibi etkenlerle online iletişimden çok daha verimlidir. Fakat yüz yüze terapi sürecinde de zaman, ulaşım ve maddiyat gibi faktörler süreci zorlaştırabilmektedir.
Online terapi,zaman ve maddiyat konusunda sağladığı kolaylıktan ötürü daha çok tercih edilmektedir. Online terapi almak istediğinizde çok daha fazla uzmanı değerlendirebilme imkanına sahip olabilirsiniz. Aynı zamanda elbette bu terapi şeklinin bazı sınırlılıkları da vardır. Online terapi sürecinde yaşanabilecek bağlantı problemleri ve bir ekran aracılığı ile görüşüyor olmak iletişimin verimini düşürebilmektedir. Online terapide ortamı uygun bir şekilde yapılandırmak danışanın sorumluluğundadır. Bu durumdan ötürü gizlilik ile ilgili problemler artabilmektedir.
Genel olarak özetlemek gerekirse iki terapi şeklini de avantaj ve dezavantajları ile birlikte değerlendirmek ve kendi istek ve imkanlarınıza en uygun olan yöntemi seçmek gerekmektedir.
6.Terapi sürecinden ya da terapistimden memnun kalmazsam ne yapmalıyım?
Terapi sürecinin gidişatından ya da terapistinizin herhangi bir davranışından ya da sözünden rahatsız olduğunuzda bunu muhakkak terapistiniz ile paylaşmalısınız. Terapistiniz ile birlikte bu durumun nelerden kaynaklandığı ve neler yapılabileceği ile ilgili konuşabilirsiniz. Eğer bu durumu çözüme kavuşturamıyorsanız farklı bir terapist ile çalışmayı düşünebilirsiniz.